Ananas ve Faydaları

Ananas ve faydaları hakkındaki yazımıza geçmeden önce ananas meyvesi hakkında biraz bilgi verelim, Christopher Columbus, Güney Amerika’ya sefer yaptıktan sonra ananasları Avrupa’ya getirdi. Ananaslar yalnızca belirli zamanlarda kullanılan abartılı ve egzotik bir meyve olarak bilinirdi. Bugün ise ananas herhangi bir bakkalda ve dünyanın birçok yerinde yaygın olarak bulunabiliyor. Orta ve Güney Amerika’da, ananas sadece tatlı lezzetleri için değil, sindirim sorunlarını ve iltihabı tedavi etmek için yüzyıllarca kullanılmaktadır.

Ananas hakkında hızlı bilgiler:

• Ananas, astım ve şeker hastalığı gibi çeşitli rahatsızlıklara yardımcı olabilir
• Bir fincan ananas 82 kaloridir ve günlük C vitamini ihtiyacının % 131’ini karşılar.
• Ananas, pişerek yenilebilir, smoothie ve salataya ilave edilebilir.
• Ananaslar olgunlaşınca alınmalıdır çünkü bitkiden çıkarıldıktan sonra olgunlaşmaya devam etmezler.

Ananas ve Faydaları Nelerdir?

Birçok çalışma, ananas tüketiminin artmasının obezite, genel mortalite, diyabet ve kalp hastalığı riskini azalttığını ileri sürdü. Fakat aynı zamanda sağlıklı bir cilt ve saç, daha fazla enerji ve genel olarak daha düşük ağırlık teşvik eder. Ananasın sağlığa yararları aşağıdaki gibidir.

Yaşa bağlı makula dejenerasyonu: Tüm meyvelerden (günde 3 porsiyon) daha yüksek bir miktarda alınmasının, yaşla ilişkili maküla dejenerasyonu riskini azalttığı gösterilmiştir.

Astım önleme: Astım geliştirme riskleri, belirli besin maddelerini yüksek miktarda tüketen insanlarda daha düşüktür. Bu besinlerden bir tanesi ananastır, diğerleriyse mangolar, papaya, kayısı, brokoli, kabak ve havuç gibi bitki gıdalardır.

Kan basıncı: Yüksek potasyum oranı taşıyan meyveleri ve sebzeleri tüketmek kan basıncını düşürmeyle yardımcı olabilir. Ayrıca, yüksek potasyum alımı, tüm nedenlerden ölümlerin yüzde 20’sinde azalma ile ilişkilidir.

Kanser: Güçlü ve mükemmel bir antioksidan kaynağı olan C vitamini yüklü ananas, kansere neden olduğu bilinen serbest radikallerin oluşumuyla mücadelede yardımcı olabilir. Harvard Halk Sağlığı Beslenme Departmanı tarafından yürütülen bir araştırmaya göre beta-karoten bakımından zengin diyetler prostat kanserine karşı koruyucu bir rol oynayabilir; Japon popülasyonunda kolon kanseri gelişimiyle ters orantılı olduğu da gösterilmiştir. Tüm meyve ve sebzelerden yüksek miktarda lif alımı, kolorektal kanser riskini düşürür. Amerikan Kanser Derneği’ne göre: Ananasta bulunan bromelain ve diğer bu tür enzimlerin bazı yan etkileri, radyasyon tedavileri nedeniyle ağız ve boğaz iltihabı gibi sorunları azaltmak için standart kanser tedavisi ile kullanılabilir.

Diyabet: Çalışmalar, yüksek lifli diyetleri tüketen tip 1 diyabetli kişilerin daha düşük kan glikoz düzeylerine sahip olduğunu ve tip 2 diyabetli kişilerin kan şekeri, lipid ve insülin düzeylerini iyileştirdiğini göstermiştir. Bir orta boy ananas yaklaşık 13 gram lif sağlar. Kadınlar için günde 21-25 gram, erkekler için günde 30-38 gram lif alımı önerilmektedir.

Sindirim: Ananaslar, lif ve su içeriğinden dolayı kabızlığı önlemeye ve sağlıklı bir sindirim sistemi geliştirmeye yardımcı olur.

Doğurganlık: Antioksidan açısından zengin diyetlerin doğurganlığı artırdığı gösterilmiştir. Serbest radikaller üreme sistemine zarar verebileceğinden, ananas gibi yüksek antioksidan aktiviteye sahip gıdalar önerilir. Ananastaki antioksidan, örneğin C vitamini ve beta-karoten; vitaminler ve mineraller; bakır, çinko ve folat, hem erkek hem de kadın doğurganlığını etkileyen özelliklere sahiptir.

İltihap: Bazı çalışmalar, ananaslarda bulunan bir enzim olan bromelain’in şişme, morarma, iyileşme süresini ve cerrahi müdahale ile bağlantılı ağrıları azaltabileceğini göstermiştir. Bromelain şu anda tendinit, burkulmalar  ve diğer küçük kas hasarlarındaki iltihapların yanı sıra kulak, burun ve boğaz ameliyatlarında veya travmada görülen şişmeyi azaltmak ve tedavi etmek için kullanılmaktadır.

Kalp sağlığı: Ananastaki lif, potasyum ve C vitamini içeriği kalp sağlığını destekler. Bir çalışmada günlük 4,069 miligram potasyum tüketenlerin, daha az potasyum tüketenlere kıyasla, iskemik kalp hastalığından ölüm riski yüzde 49 azaldı. Yüksek potasyum alımı, azalan inme riski, kas kütlesi kaybına karşı koruma, kemik mineral yoğunluğunun korunması ve böbrek taşlarının oluşumundaki azalma ile de ilişkilidir.

Cilt: Antioksidan olan C vitamini doğal formda yenildiğinde veya topikal olarak uygulandığında, güneş ve kirlilikten kaynaklanan cilt hasarına karşı savaşmaya, kırışıklıkları azaltmaya ve genel cilt dokusunu iyileştirmeye yardımcı olabilir. C vitamini, cildin destek sistemi olan kolajen oluşumunda da hayati bir rol oynar.

Bir fincan kadar taze ananasta;

82 kalori

0 gram yağ

0 gram kolestrol

2 miligram sodyum

22 gram toplam karbonhidrat (16 gram şeker ve 2.3 gram lif)

1 gram protein

Günlük alınması gereken C vitamininin yüzde 131’ini

Günlük alınması gereken A vitamininin yüzde 2’si

Günlük alınması gereken Kalsiyumun yüzde 2’si

Günlük alınması gereken Demirin yüzde 2’si

Ananas ayrıca; tiamin, B2 vitamini, B6 vitamini, Folat, Pantotenik asit, Magnezyum, Manganez, Potasyum, Beta-karoten (ve diğer antioksidanlar) ve bromelain adı verilen bir enzim de içerir. Bromelain; eklem ağrısı ve artriti hafifleten, iltihaplanmayı azaltabilen, tümör büyümesini engelleyebilen ve cerrahiyi takiben iyileşme süresini kısaltabildiği bilinen tek enzim kaynağıdır.

Ananas tüketmenin potansiyel sağlık riskleri

Kalp hastalığı için en sık verilen bir ilaç türü olan betablokerlar, kanda potasyum seviyelerinin artmasına neden olabilir. Yüksek potasyum içeren gıdalar betabloker kullanırken daha az tüketilmelidir. Çok fazla potasyum tüketilmesi, böbrekleri tam olarak fonksiyonel olmayan kişilere zararlı olabilir. Böbrekleriniz fazla potasyumu kandan yok edemezse ölümcül olabilir.

Gastro-özofageal reflü hastalığı (GERD) olanlar, oldukça asitli gıdalar tüketilirse, mide yanması gibi semptomlarda bir artış yaşatabilir. Bununla birlikte, reaksiyonlar kişiden kişiye göre değişir. Hastalık önleme ve sağlığa ulaşmada en önemli olan şey; toplam beslenme düzeni veya genel yeme şeklidir. Bireysel besinlere odaklanmaktan çok, çeşitli bir besin düzeni oluşturmak daha önemlidir.