Şiddetli baş ağrısı olarak bilinen migren, sıklıkla görülen ve çoğu kişiyi sosyal hayatından alı koyan bir rahatsızlıktır. Bu ağrılara fiziksel faktörler ve beslenme alışkanlıkları da neden olabilmektedir.
Migren, sıklıkla karşılaşılan bir hastalık olarak; nörolojik gastrointestinal ve otonom değişiklikler ile gelişmektedir. Hastalarda ağrı 4-72 saat sürebilen, genellikle tek taraflı ve ağır şiddetli olarak ortaya çıkan baş ağrısı bozukluğudur. Yapılan çalışmalara gore migren kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2 kat daha sık ve daha şiddetli görülmektedir. Migren tek bir semptoma bağlı olarak ya da her zaman aynı şekilde gelişen bir rahatsızlık değildir. Tanı, genellikle hastanın öyküsüne bağlı olarak konulurken; asıl süreç ağrı durumunun kronikleşmeye başlaması ile rahatsızlığın derecesi de incelemeye alınır.
Birçok Faktör Migrene Neden Olabilir
Bu hastalığın gelişimi başlıca; stres, ışık, yüksek ses, koku (parfüm ve keskin kokulu kimyasallar), menstrüasyon, yorgunluk, uykusuzluk, sigara dumanı, hava değişimi (nem, basınç, rüzgar) ile besinlerin içerisinde ki vazokonstriktör veya vazodilatör etki yapmasıyla sinir yollarını etkileyerek ağrı oluşturabilmektedir. Ağrı üzerine beslenme odaklı yapılan çalışmalarda; başlıca öğün atlama ve açlık önemli tetikleyici etkilerdir. Bununla beraber;
- Kafein (çay, kola, kahve),
- Süt ürünleri,
- Alkollü içecekler,
- Fermante edilmiş besinler,
- Peynir
- Aspartam,
- Kızartılmış besinler
- Çikolata
Özellikle çikolata, sert ve cheddar peynir ve kırmızı şarap içeriğinde ki tiramin, feniletilamin ve histaminin migren rahatsızlığı üzerinde etkisi oldukça fazladır.
Hastalar üzerine yapılan incelermelerde; kadınların beyin tetikleyici faktörlerine karşı daha hassas oldukları düşünülmektedir. Migren tetikleyicilerinin, beyin bölgelerinde cinsiyetler arası nörotransmitter konsantrasyonun reseptöri uyarılabilirliği veya hormonal etkileşimler gibi nedenlere bağlı olarak farklılık gösterebildiği söylenebilinir.
Obezite Migreni Tetikliyor
Obezite, bir çok hastalığa neden olduğu gibi migren rahatsızlığını da tetikleyebilmektedir. Son yıllarda, migren ve obezitenin patogenezinde hipotalamustan salınan iştah metabolizması ile ilişkili oreksijenik ve anoreksijenik bazı peptidlerin rol oynadığı rapor edilmiştir. Migren rahatsızlığında özellikle ruh halinde ki durumların iştahta artış ve uyku problemi ile gelişen yorgunluk gibi hipotalamik uyarıcılar ve postdromal semptomların görülmesi ile ilişkilendirilmektedir. Bu durum migrende hipotalamustaki zararın hiperfaji ve vücut ağırlığındaki artışa neden olarak hipotalamik peptidlerin ve proteinlerin salınımının düzenlenmesi migrende baş ağrısına sebep olabilmektedir.
Açlık Durumuna Dikkat !
Belirtildiği gibi bu hastalığın başlıca sebeplerinden öğün atlama ve açlık, zamanla hipoglisemi durumunu tettiklemektedir. Glikoz seviyesini düzenli tutabilmek için yapılan ara öğünler baş ağrısını önlemede etkendir. Bu sebeple migren hastalarının beslenme düzenleri oluşturulurken ara öğün tüketimi ve bireylerin uzun süre aç kalmamaları, dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Son yıllarda migren üzerine yapılan çalışmalarda işlevsel besinlerin migrenin önlenmesi ve tedavisinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Bu besinlerin başta magnezyum ve kasımpatının serotonin reseptörünü aktivite ettiği, koenzim Q ve riboflavinin oksidatif metabolizma üzerindeki olumlu etkisi olduğu ve öksürük otunun anti-enflamatuvar etkisi ile migren gelişimini önlemede rol oynadıkları belirtilmiştir. Fakat bu konuda ki çalışmaların sınırlı sayıda olduğunu ve kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini belirtmeliyiz.
Bu hastalık üzerinde diğer çalışmalar eliminasyon diyetlerin uygulanmasının destek olabileceğini söylemektedir. Çünkü bağırsakta inflamasyona yol açan besinlerin beslenmeden çıkartılmasının olumlu etki yaratabileceğini belirtmiştir. Bu tedavi aşaması için besin alerjisinin, migren tetikleyicisi olduğu ve immünoglobulin (Ig) IgE ve IgG ile ilişkili mekanizmaların rolü olduğu söylenmektedir.
Sonuç olarak migren tedavisi kişiden kişiye değişmektedir. Bu süreçte mutlaka bir doktor desteği alarak; olası stres faktörlerini minimuma indirgemek, uyku düzenine ve fiziksel faktörlere dikkat edilmesi oldukça önemlidir. Diğer önemli konu ise hastanın günlük beslenme kaydını tutarak; migrenini tetikleyen besinleri kendisinin tesbit etmesi, önerilen beslenme planı, ara öğünleri ve yeterli sıvı alımına dikkat ederek yaşam tarzı haline getirmesi bu hastalığın tedavisinde oldukça önemlidir.