Neden yiyoruz? Karnımız mı aç ruhumuz mu? işte bu sorunun cevabı herkes tarafından merak edilmektedir. Sağlıklı yaşam ya da incelmek için birçok uygulama yapar daha iyi hissedebilmek uğrunda birçok besinden uzak kalırız. Elbette sağlıklı beslenmek çok önemli fakat bundan da önemlisi beslenme davranışınızın düzelip düzelmediğidir. Eğer beslenme davranışınız değişmiyor ise sonuç asla kalıcı olamayacaktır.
Fakat bu sayımızda bahsedeceğim konu neler yediğimizden çok neden yediğimiz olacak. Çünkü diyet yapmanızı engelleyen, başlayıp bozduran bir türlü düzen oturamamamıza neden olan asıl sebep duygularımızdır.
Karnımız mı aç ruhumuz mu? Aç Olmadığımız Halde Neden Yeriz?
Kendimize gereken soru şu aç mıyım? Bu sorunun yanıtı olduğunuz noktayı çok net gösterecektir. Aç olmadığımız halde ne çok yeriz bazen, aslında burada doyan ruhumuz olur genelde. Peki, biz ne sebeplerle yiyoruz hiç merak ettiniz mi? Sonuç ortada aslında en çok yemek yediren sebepler arasında huzursuzluk, yoğun tedirginlik, üzgün olmak ve artık içinden çıkılmaz mutsuzluklar geliyor.
İnsan beslenme konusunda her şeyi iyi irdelemeye çalışırken en çok duygularını unutur, aslında duygusal olarak alınacak destekler bazen beslenmeden çok daha önemli oluyor.
Birde işin şu boyutu var tabi, diyet yapmamak için uydurduğumuz bahaneler ki bu bahaneler gerçekten içimizi rahatlatıyor mu acaba yoksa kendimizi mi kandırıyoruz. Örneğin metabolizmanızın yavaş olduğunu iddia edip diyet yapmaya karşı pes ediyor veya genetik olarak kiloya mahkûm olduğunuzu düşünebilirsiniz. Bu ve buna benzer birçok neden aslında bir kaçış ve bahanedir, çünkü gerçekten istedikten sonra tüm sorunların bir çıkış yolu vardır.
Beynimiz bir düşünceyi anlamlandırırken çoğunlukla bizim düşündüğümüzden farklı şekilde anlayabilir. Yani beynin hayal ve gerçeği, yaşanmış ile yaşanmamışı ayırt edemez. Burada da diyeti ceza diyetisyeni ise cezalandırıcı olarak anlamlandırmaya başlarız. Bu duygu ile diyete başlar ve bırakır herkes.
Bu düşüncelerden sıyrılmak, bir amaç edinmek, mesela güzel bir elbisenin içine girebilecek hale gelmek veya yürürken daha sağlıklı olduğunu fark ederek yürümek gibi güzel amaçlar kişiyi her zaman motive eder. Zayıflamanın temelinin motivasyon olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Eğer yeterince motive değilseniz veya inanmıyorsanız işiniz zor demektir, yani önce gerçekten istemektir önemli olan.
Duygusal açlıklar ile yorgun düşen bilinç çabuk yılmaya hazırdır, işte böyle anlarda içsel motivasyonu yüksek tutmak ve sürekli kendinize ne istediğinizi hatırlatmak ve hatta her gece 5 dk sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatıp olmak istediğiniz hali hayal etmenin zamanla sizde ne çok şeyi değiştireceğine tahmin bile edemezsiniz.
Bugün yeni bir başlangıç yapın ve amacınızı hedefinizi belirleyin, harekete geçin ve duygularla değil bilinçle yemek yemeği seçin.
Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileriz.
Ayrıca eğer isterseniz tatilde alınan kilolar ve çözümleri hakkında da bilgi alabilirsiniz.